Ana içeriğe atla

Ölçüsüzlük

Canım ülkemizin, vatandaşlarımızın, arkadaşlarımızın, ailemizin ve hatta eşlerimizin en büyük problemi ölçüsüzlük.

Hepimiz ülkemizi çok seviyoruz! Hatta öyle ki kimse bizden daha çok sevemez.  Söz konusu vatansa gerisi teferruat haline dönüşüveriyor. Ama onlar çocuk ve çocuklar ölüyor! “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum!” 

Ailemiz için çiğnemeyeceğimiz prensip ya da kurallara da sahip değiliz. Onların rahatı için her şeyi göze alabilir, herkesin hakkına girebiliriz. Rüşvet verebilir, birilerini dövebilir ve hatta öldürebiliriz! Heyt! Kimse kendi annesini benim annemi sevdiğinden fazla sevemez!

Şeyhim mübarek! Başbakanım peygamber olurdu geçmişte doğsaydı! İşte böyle olunca şeyh uçuyor. Başbakan, haşa, evliyaullahtan oluveriyor. Şeyh uçmuyor da müridi uçuruyor.

Nefretlerimiz de aynı şekilde... Birini sevmedik mi? Başında haresini arkasında kanatlarını görsek bir bit yeniği arar oluyoruz. Ulan adam uçuyor be!..

Her şey ya siyah ya da beyaz! Bilgisayarların yakın gelecekte 1 ve 0’lar ile konuşmayı bırakacağı bir dünyada biz hala ikili sistemde ilerliyoruz. Kötü katıksız kötü, iyi katıksız iyi... Sütte bile leke oluyor be hocam!

Tabi böyle olunca başka sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor.  Dün baş tacı yaptığımız adımı bugün kumura sokabiliyoruz. Kelimelerle oynayarak, algıları altüst ederek gerçekleri akıl almaz bir şekilde eğip bükebiliyoruz. Hoca’dan ya da genelkurmay başkanından terör örgütü lideri çıkartabiliyoruz. Başbakanı alaşağı edip, vatana ihanet ile yargılayarak aşmışlığımız var! Daha ne örnek vereyim ki...



Bugün cemaate vuranlar, dün askere ve diğerlerine vuruyorlardı.  Ey iktidar sahipleri onlar yarın da sizlere vuracak!

Ne diyorduk? Ölçüsüzlük gibi bir problemimiz var(dı).

Babanın evladı, evladın anneyi sildiği bir dünya hayal edeniniz var mıydı? Dikkat! Sessizlik ikrardan gelir...

Kitabın orta yeri ne diyor bakın?

6. Sure (En'âm Suresi), 152. Ayet: Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.
7. Sure (A'râf Suresi), 85. Ayet: Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır."
11. Sure (Hûd Suresi), 84. Ayet: Medyen halkına da kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber gönderdik. O şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum. Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
11. Sure (Hûd Suresi), 85. Ayet: "Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."
26. Sure (Şuarâ Suresi), 181. Ayet: Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın."
55. Sure (Rahmân Suresi), 8. Ayet: Ölçüde haddi aşmayın.
83. Sure (Mutaffifîn Suresi), 1. ve 2. Ayet: Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.
83. Sure (Mutaffifîn Suresi), 3. Ayet: Fakat, kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.

Bu ayetlerin tamamı elma, armut ya da altın, gümüş tartmaktan mı bahsediyor sanıyorsunuz?

Eşim, ailem, dostum ve de arkadaşlarım beni ölçüsüz sevmeyin, ölçüsüz de nefret etmeyin!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nebula Bilişim 20 yaşında!

Bir misyon bir okul 20 yaşına ulaştı. Nebula Bilişim bugün itibariyle 20. Yılında… Bir masanın etrafında toplanmış dört kişi kafa kafaya ne yapacağımızı konuştuğumuz günleri dün gibi hatırlıyorum. Marka adı, logo-fatura-irsaliye-kartvizit tasarımları, muhasebe işlemleri, ofisin bulunması-dekorasyonu, kuruluş için gerekli resmi hazırlıklar. Neredeyse tüm işlemleri kendimiz yaptık. Elbette bazı arkadaşlarımızın desteklerini de hiç bir zaman unutmayacağız. Nebula’nın ilk kurulduğu günlerde maliyetlerimiz artmasın diye evimdeki masa üstü bilgisayar ve ekranlarımı ofise taşıyışım ve aylarca onları kullandığımız hala hatırımda. Mesela faks cihazına bütçe ayırmamak için yaptıklarımız bugünkü nesle çok komik gelirdi. Muhasebe yazılımı olarak kullandığımız çözümü adam etmek için az çaba sarf etmedik. Mutfak gereçlerimizi temiz tutmak için yaptıklarımızı kime anlatsam inanmaz! Aşağıdaki fotoğraflar çalışma ortamımızın ilk fotoğrafları olabilir. Yok merak etmeyin, bunları o eski günler ede...

Yardım Faaliyetleri ve Organizasyonu Hakkında

17 Ağustos 1999 depreminde sahada bizzat bulunmuştum. Yardım malzemesi yüklü kamyonlarla saha gitmiş. Elimizden gelen çabayı sergilemiştik. O gün kendi başına yapılan organizasyonların eğer çok boyutlu ve iyi planlanmamışsa başarıya ulaşmayacağını anlamıştım. Bugün geldimiz noktada 99 ile kıyaslanamayacak kadar çok yol kat etmiş durumdayız. Afet sonrası hazılıklar ve koordinasyon geçmiş ile kıyaslanamayacak kadar ileri seviyede. Yeterli mi? Değil! Daha iyi mümkün mü? Her zaman! Ancak bir konunun çok net altını çizmemiz gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri bu tarz felaket anlarının vazgeçilmez kuruluşlarıdır. Onlar olmasa şu an şikayet edecek bir şeyimiz dahi olamazdı. Birkaç yıl önce (2011) bazı yardım kuruluşlarının (Deniz Feneri, Lösev ve Mehmetçik Vakfı) kurban bağışı organizasyonundaki usülsüzlükler ortaya çıkmıştı. Bu kuruluşların simsarlar ve aracılar tarafından kandırıldığı ve aslında ilgili vecibelerin ya hiç ya da eksik yerine getirildiği ortaya çıkmıştı. A...

Hazırlıklı olmak...

Türkiye'de 6 Şubat 2023 günü öyle bir deprem fırtınası yaşadık ki 10 şehrimiz hayatı tamamen durdurcak bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman gibi şehirlerimiz afeti aynı gün 2 kez yaşadı. Bu çağda bazı şeyleri uzun anlatmak çok zor. Çağ hızlı tüketim çağı ve bu nedenle uzun metinlerden hoşlanmıyoruz. Eğer varsa eskiler bile videoları tercih ediyor. Böyle bir girizgaha ne gerek vardı inanın ben de bilmiyorum. Belki de o kadar doluyum ki kısa kısa yazıp geçmek canımı sıkıyor. 17 Ağustos 1999 depreminde organize olabilecek bir ortam yokken sivil inisiyatif ile herkes bir işin ucundan tutmaya çalışmıştı. Naçizane bir şekilde ben de katkıda bulunmak için bir ekibin parçası olarak bölgeye gitmiştim. Elimizde 4 kamyon malzeme ile sokak sokak dolaşmış ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye çalışmıştık. Sonunda ihtiyacı olanlara tam anlamıyla ulaşamadan ve bir yaraya doğru düzgün merhem olamadan dönmek zorunda kalmıştık. Yardım malzemelerini teslim ede...